- Tümünü Gör
- Altyapı Projeleri & Proje Finansmanı
- Birleşme & Devralmalar
- Banka & Finans
- Enerji & Doğal Kaynaklar
- Gayrimenkul Hukuku
- Rekabet Hukuku
- Uluslararası Ticaret ve Gümrük
- Kişisel Verilerin Korunması
- Genel Şirketler Hukuku
- Uyuşmazlık Çözümü
- Sermaye Piyasaları
- Beyaz Yaka Suçları & Yolsuzlukla Mücadele
- Varlık ve Servet Yönetimi
Dijital mecralarda hak ihlallerine yönelik düzenleme ihtiyacı, son yıllarda artan şekilde gündeme gelmiştir. Dijital ortamlarda telif haklarını korumak, kamu yararı taşıyan içeriklerin erişilebilirliğini sağlamak ve ifade özgürlüğünü gözetmek amacını taşıyan Dijital Telif Hakları Kanun Teklifi (“Tasarı”) 11 Aralık 2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmuştur.
Tasarı özetle aşağıdaki yapısal değişiklikleri önermektedir:
- Dijital telif ihlallerinin çözümünü yargıdan idari yapılara kaydıran yeni bir kurumsal mimari
- Geniş yetkilerle donatılmış bir Telif Hakkı İzleme Kurulu ve bağlayıcı görüşler veren bir Tahkim Komisyonu
- Eserlerin ihtiyari olarak kaydedileceği ulusal bir dijital eser veri tabanı
- “Adil kullanım” adı altında güncel telif mevzuatında yer almayan yeni istisnalar
- Aracı hizmet sağlayıcılara yönelik önleyici denetim ve içerik filtreleme yükümlülükleri
- Dijital ortamda telif hakkının ihlaline neden olan içerikler bakımından notice-and-takedown sistemine ilave olarak Kurul’a re’sen denetim yetkisi verilmesi
- Platformlar, yayıncılar ve eser sahipleri arasında gelir paylaşımı mekanizmaları
- İdari para cezaları ve erişim engeli dahil ağır yaptırımlar
Tasarı dijital telif haklarının korunmasına ilişkin önemli bir tartışma zemini sunmakla birlikte mevcut haliyle kapsamlı bir revizyon ihtiyacı taşımaktadır. Tasarı’nın yasalaşması halinde, idari otoriteler ile yargı mercileri arasındaki yetki sınırlarının netleştirilmesi, telif hakkı istisnalarının açık ve öngörülebilir şekilde düzenlenmesi ve yaptırım rejiminin ölçülülük ilkesine uygun hale getirilmesi, uygulamada doğabilecek hukuki belirsizliklerin önüne geçilmesi açısından kritik önem arz etmektedir. Aracı hizmet sağlayıcılara yüklenen yükümlülüklerin mali ve operasyonel fizibilitesinin gözetilmesi de, düzenlemenin sürdürülebilirliği açısından önem taşımaktadır.
***
1- Kurumsal değişiklik önerileri
Dijital telif haklarının korunması, denetlenmesi ve uyuşmazlıkların çözümü amacıyla, Kültür ve Turizm Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (“BTK”) koordinasyonunda, idari ve mali özerkliğe sahip Telif Hakkı İzleme Kurumu (“Kurum”) ile Telif Hakkı İzleme Yönetim Kurulu (“Kurul”) kurulması tasarlanmaktadır. Kurul; İç İşleri Bakanlığı’ndan iki aday, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan iki aday, BTK’dan iki aday, Yükseköğretim Kurulu’ndan iki aday, Türkiye Barolar Birliği’nden iki aday ve en çok üyesi bulunan iki gazeteciler cemiyeti tarafından gösterilen iki aday arasından Cumhurbaşkanı tarafından seçilecek ve toplam yedi üyeden oluşacaktır.
Kurul bünyesinde, dijital telif hakkı ihlali iddialarına ilişkin teknik görüş sağlamak üzere beş kişilik Telif Uyuşmazlık Tahkim Komisyonu (“Tahkim Komisyon”) kurulacaktır. Tahkim Komisyonu üyeleri, telif hukuku, bilişim hukuku ve dijital teknoloji alanlarında uzman kişiler arasından Kurul tarafından alınacak kararla belirlenecektir.
Eserlerin dijital ortamda tescil edildiği, şeffaf ve erişilebilir bir merkezi veri tabanı olan Ulusal Dijital Eser Kayıt Sistemi (“UDES”) kurulacaktır. Türk Hukuku’nda telif edilebilirlik tescil şartına bağlı olmadığından Tasarı’da özellikle UDES kayıt işleminin ihtiyari olduğu ifade edilmiştir. UDES’i kurmak ve işleyişini denetlemek Kurul’un görevleri arasında sayılmıştır.
2- Eser sahiplerinin dijital ortamdaki hakları
Esasen 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (“FSEK”) eser sahiplerinin dijital ortamdaki mali ve manevi haklarını korumaya elverişlidir. Tasarı ile birlikte eser sahiplerine daha hızlı olması öngörülen idari yollara başvuru imkanı tanınmaktadır.
Tasarı’da, eser sahiplerinin dijital ortamda çoğaltma, yayma, umuma iletim, uyarlama (işleme) haklarının korunacağı belirtilirken “Kurul’un düzenlemelerinin saklı olduğu” ifadesine yer verilmiştir. Ancak Kurul’un mali hakların korunması noktasında düzenleme yapma yetkisinin sınırları açıkça belirlenmiş değildir.
3- Kurul’un görevleri
Tasarı’da Kurul’un başlıca görevleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
- Dijital telif hakkı ihlallerine ilişkin şikayetleri yedi gün içinde karara bağlamak
- Aracı hizmet sağlayıcıların Tasarı’dan doğan yükümlülüklerini denetlemek ve uygunsuzluk durumunda gerekli idari tedbirleri almak
- UDES veri tabanını kurmak, yönetmek ve işleyişini denetlemek
- Telif hakkı sahipleri ile aracı hizmet sağlayıcılar arasındaki lisans anlaşmalarına ilişkin rehberlik etmek ve uyuşmazlık durumunda uzlaştırmak
Eser sahipleri dijital ortamda telif haklarına tecavüz olduğu takdirde Kurul’a başvurabileceklerdir. Tasarı’da hak arama yollarının kötüye kullanılması halinde Kurul’un gerekli tedbirleri alacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Hakkın kötüye kullanılmasına ilişkin değerlendirmenin mahkemeler gibi Kurul tarafından yapılabilecek olması esaslı bir değişiklik teşkil etmektedir. Öte yandan, uygulanacak idari tedbirlerin Tasarı’da düzenlenmemiş olması hukuki güvenlik ilkesini zedeleyebilecektir. Orantısız idari tedbirler uygulanması hak arama özgürlüğünün ihlaline de yol açabilir.
Tasarı’da yapay zeka tarafından üretilen ve yeniden kullanılan içeriklerde eser sahipliği ve hak ihlallerinin Kurul tarafından re’sen denetleneceği belirtilmektedir. Re’sen denetleme yetkisinin UDES veri tabanında yer alan eserlerle sınırlı olmasını beklemekteyiz. Aksi takdirde, eser sahibinin telif ihlaline karşı herhangi bir aksiyon alma iradesi bulunmamasına rağmen Kurul’un eser sahibi adına re’sen denetleme yapması gibi tartışmalı bir durum ortaya çıkacaktır.
Son olarak, eser sahiplerinin eserlerini UDES’e yalnızca koruma ve ispat amacıyla kaydettikleri hallerde, bu kaydın otomatik olarak lisanslamaya muvafakat verildiği anlamına gelmediğini ortaya koyan açık bir düzenlemenin Tasarı’da bulunmaması önemli bir eksikliktir. Hatta bir adım öteye geçilerek, eser sahiplerine eserden doğan haklarının lisanslamasına muvafakat vermediklerini UDES üzerinde belirtme imkanı (opt-out) değerlendirilebilir.
4- Tahkim Komisyonu’nun görevleri
Tasarı metninde Kurul ile Tahkim Komisyonu’nun görevlerinin hangi sırayla ve hangi aşamada devreye gireceği açıkça düzenlenmemiştir.
Tahkim Komisyonu beş kişiden oluşmakla beraber iki kişinin imzasının görüş için yeterli sayılacaktır. Tahkim Komisyonu’nun dijital telif hakkı ihlali iddialarına ilişkin teknik görüş sağlama görevini başvurudan itibaren 15 gün içerisinde yerine getirmesi gerekecektir.
Tasarı’ya göre Tahkim Komisyonu’nun görüşü bağlayıcı nitelikte olup adli mercilere ve diğer kurumlara sunulmak üzere delil niteliği taşıyacaktır. Tasarı uyarınca, Tahkim Komisyonu kararları taraflar açısından bağlayıcı olup mahkemeler tarafından öncelikli olarak değerlendirilecektir.
Kurul kararlarına karşı dava açma hakkının saklı olduğu Tasarı’da belirtilmektedir. Her ne kadar “kararların uygulamasında” makul itiraz mekanizmaları belirleneceği ifade edilmiş ise de karar verilmeden önce tarafların savunma haklarını kullanıp kullanamayacağı hususu açık değildir.
Dijital ortamdaki telif ihlallerinin sayısı gözetildiğinde Tahkim Komisyonu’nun iş yükünün oldukça fazla olacağı düşünülmektedir. 15 günlük süre içerisinde esasa yönelik mütalaa verilmesi Tahkim Komisyonu tarafından eksik inceleme ile hüküm verilmesi sonucunu doğurabilir.
5- Telif Hakkının İstisnaları
Türk Hukukunda genellikle Anglosakson sistemlerde görülen adil kullanım doktrini (fair use) ilke olarak bulunmamaktadır. Türk Hukukunda eser sahiplerinin haklarına getirilebilecek sınırlamalar FSEK’te açıkça sayılan istisnaların gerçekleşmesi halinde mümkündür. Tasarı’da da FSEK sistematiğinde olduğu gibi istisna teşkil eden durumlar tek tek sayılmıştır. Ancak Tasarı’nın pek çok yerinde kamu yararı vurgusu yapıldığı gibi “Adil kullanım hakkının sınırları, eserin veya içeriğin kullanım amacı ve niteliği, kullanılan kısmın miktarı ve önemi, telif hakkı sahibinin potansiyel pazarı ve eserin değerini etkileme derecesi dikkate alınarak belirlenecektir.” hükmüne de yer verilmiştir. Bu düzenlemeler “adil kullanım” ifadesinin bilinçli bir tercih olduğu ve FSEK’teki istisna rejiminin terk edilmek istendiği görüşünü desteklemektedir.
Tasarı’da aşağıda sayılan durumlar “adil kullanım hakkı” kapsamında değerlendirilmiştir:
- Eğitim ve bilimsel araştırma: Eğitim ve öğretim kurumlarında, bilimsel araştırma veya ders çalışma amacıyla, eserden kaynak gösterilerek ve ticari amaç güdülmeksizin alıntı yapılması. Bu eğitim ve bilimsel araştırma kullanımı, eser sahibinin meşru ekonomik menfaatleri ile önemli ölçüde çelişmemelidir.
- Eleştiri, yorum ve parodi: Bir eseri eleştiri, yorum, inceleme, parodi veya karikatür amacıyla, eserin özüne zarar vermeden ve orantılı olarak kullanılması. Kullanım ölçüsü, eserin niteliği ve ekonomik etkisi dikkate alınarak belirlenir.
- Haber bildirimi: Güncel olayların haberleştirilmesi amacıyla, olayın anlaşılması için zorunlu olan eser veya içerik kısımlarının, kaynak gösterilerek kullanılması. Bu kullanım, basın özgürlüğü ve kamu yararı gözetilerek yapılır.
- Arşivleme ve koruma: Kütüphaneler, arşivler ve müzeler gibi kamu kurumları tarafından, eserlerin korunması, arşivlenmesi ve erişilebilirliğinin sağlanması amacıyla kopyalanması.
- Engellilerin erişimi: Engelli bireylerin eserlere erişimini sağlamak amacıyla, özel formatlarda ve ticari amaç güdülmeksizin yapılan kopyalamalar.
Tasarı’da öngörülen istisnalar FSEK’te yer alan kapsamdan daha geniştir. Örneğin, eleştiri, yorum ve parodi istisnası, FSEK kapsamında açıkça düzenlenmemiştir. Tasarı’nın dijital ortamdaki telif ihlallerini kapsadığı düşünüldüğünde, birtakım istisnaların yalnızca dijital ortamda uygulama alanı bulması sonucu ortaya çıkmaktadır.
Bu tür çelişkileri gidermek adına, Tasarı ile istisnaları genişletmek yerine Tasarı’da FSEK’e atıfta bulunmakla yetinilmesi; şayet istisnalar özelinde yapısal değişikliklere gidilecek ise de bu değişikliklerin FSEK’te yapılması daha doğru bir yaklaşım olabilir.
6- Basın Yayıncılarına Ait Dijital İçerikler
Tasarı’da yayıncılara ait dijital içeriklerin (özellikle haber metinleri, makaleler ve görseller) arama motorları, algoritmalar veya benzeri dijital platformlar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak kamuya sunulmasının ancak hak sahipleriyle yapılacak lisans anlaşmaları çerçevesinde mümkün olacağı belirtilmektedir. Madde kapsamındaki lisans anlaşmalarının adil, dengeli ve bağımsız içerik üreticilerini koruyacak şekilde olmasının esas olduğu; anlaşmaya varılamaması durumunda Kurul’un tarafları uzlaştırmaya ve hakkaniyete uygun bir telif bedeli belirlemeye yetkili olduğu düzenlenmiştir. Lisans sözleşmesi müzakere süreçlerinin, eser sahibi/ hak sahiplerinin Kurul’a başvurusu üzerine uygulama alanı bulacağını tahmin etmekteyiz. Aksi takdirde yeni yasal düzenlemeler zorunlu lisans mekanizmasına geçildiği şeklinde yorumlanabilir ki Tasarı’nın böyle bir amacı olduğunu düşünmemekteyiz.
Tasarı’da kısa alıntılar veya başlıkların ilgili habere bağlantı verilmek suretiyle kullanılmasının eser sahibinin maddi menfaatlerine zarar vermemesi ve meşru bir amaca hizmet etmesi halinde lisans anlaşması yapılmasına gerek olmayacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Ayrıca haber içeriği paylaşımında kamuoyunun haber alma ve basın özgürlüğünün gözetileceği, ticari kullanım ile kamu yararına kullanım arasındaki sınırların Kurul tarafından belirlenen ölçütlere göre değerlendirileceği belirtilmektedir. Normal şartlarda FSEK kapsamında düzenlenen ve içtihatlarla şekillenen telif istisnalarının sınırlarının Kurul tarafından belirlenecek olması, yargısal takdir alanının idare ile paylaşılması sonucunu doğurmaktadır.
Tüm bunların yanında, platform anlaşmalarından doğan gelirin en az yüzde 30’unun muhabir, yazar ve foto-video habercilerine müellif payı olarak dağıtılacağı; asgari pay oranının toplu sözleşme ile artırılabileceği öngörülmektedir.
7- Aracı hizmet sağlayıcıların sorumluluğu
Tasarı’da aracı hizmet sağlayıcılar, internet üzerinde kullanıcıların içerik yüklemesine, depolamasına veya paylaşmasına imkan sağlayan her türlü dijital platform ve servisler olarak tanımlanmıştır.
Günlük ortalama tekil kullanıcı sayısı Kurul tarafından belirlenecek usulle tespit edildiğinde 250.000’i geçen veya yıllık brüt geliri yine Kurul tarafından belirlenecek eşiği aşan aracı hizmet sağlayıcılar aşağıdaki yükümlülüklere tabi olacaktır:
- Dijital içeriklerde telif hakkı ihlallerini tespit etmek amacıyla kullanılan yazılım veya algoritmalar olarak tanımlanan Otomatik İçerik Tanıma Sistemi (“OİTS”) kurmak. Tasarı’da OİTS’in eser sahibi tarafından sağlanan veri tabanları ile uyumlu çalışmak zorunda olduğu belirtilmiştir. Teknik açıdan bakıldığında, tüm veri tabanlarıyla uyumluluk şartının getirilmesi birlikte-çalışabilirlik (interoperability) ve ölçeklenebilirlik (scalability) sorunlarına yol açabilecektir.
- Telif hakkını ihlal eden içeriklerin platforma yüklenmesini bildirim alınmadan önce önlemek ve/veya tespit edilen ihlalleri derhal kaldırmak ve erişimi engellemek. Hak sahiplerinin ihtarı üzerine aksiyon alma temel prensibinin (notice-and-takedown) ötesine geçilerek platforma kolluk denetim görevi yüklenmektedir. Bu yükümlülüğün mali ve operasyonel fizibilitesinin düşük olduğu değerlendirilmektedir.
- Eser sahipleri (ve ikincil hak sahipleri) ile platformda kullanılan içeriklerden elde edilen gelirleri şeffaf ve adil bir şekilde paylaşmak. Bu gelir paylaşımının detayları Kurul’un belirleyeceği genel esaslara veya sektör uygulamalarına göre belirlenecektir.
- Makul ve ayrımcı olmayan esaslarla lisans müzakereleri yürütmek.
- Eser sahipleri tarafından yapılan telif hakkı ihlali bildirimlerini açık ihlallerde 24 saat, diğerlerinde 72 saat içinde inceleyip kaldırmak veya yayına devam ettirmek. Yanlış veya kötü niyetli bildirimlere karşı kullanıcıları koruyan itiraz mekanizması sunmak.
- Kullanıcılara itiraz yollarını belirtmek
- Yıllık bazda platformda gerçekleşen telif hakkı ihlali bildirimleri, kaldırılan içerikler, kullanılan OİTS’lerin etkinliği ve telif hakkı sahipleriyle yapılan gelir paylaşımı hakkında Kurul’a şeffaf raporlar sunmak
Yukarıda belirlenen eşiği aşmayan aracı hizmet sağlayıcılar bakımından da içerik kaldırma usulünü belirleme yükümlülüğü söz konusu olacaktır.
Tasarı’da gelir paylaşımına ilişkin hükmün yapay zeka programları ile gelir sağlayan şirketler için uygulanacağı belirtilmektedir. Ancak bu yükümlülüğünün kapsamının belirli hale getirilmesi adına, “yapay zeka kullanımı” ile ne kast edildiğinin Tasarı’da açıklanması gerekmektedir. Zira günümüzde özellikle kurumsal tacirlerin tamamı olağan ticari faaliyetleri kapsamında yapay zeka kullanmaktadır.
8- Para Cezaları ve Diğer Yaptırımlar
Tasarı’da yer alan yükümlülüklerini yerine getirmeyen aracı hizmet sağlayıcılara Kurul tarafından yıllık Türkiye gelirlerinin %1’inden %5’ine kadar idari para cezası uygulanacağı düzenlenmektedir. Net gelir/ brüt gelir ayrımı yapılmamış olması yerinde olmamıştır. Tasarı’da tekrar eden ihlallerde veya ağır kusur halinde bu oranın %10’a kadar artırılacağı da düzenlenmektedir. Özellikle dijital ortamda büyük platformlarda ciddi sayıda telif ihlali gerçekleştiği gözetildiğinde Tasarı’nın mevcut haliyle orantısız ve hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği düşünülmektedir.
Tasarı’da ayrıca küçük ve orta ölçekli “içerik sağlayıcılar” bakımından orantılı şekilde kademeli ceza uygulanacağı belirtilmiştir. Ancak Tasarı ile “içerik sağlayıcılar” bakımından idari yaptırımlar getirilmesi iradesinin söz konusu olmadığı, anılan ifadenin “aracı hizmet sağlayıcı” yerine sehven yazıldığı tahmin edilmektedir.
Tasarı’da Kurul’un erişim engeli gereken bir durum tespit etmesi halinde durumu BTK’ya bildireceği; BTK’nın bildirime istinaden uygun görürse 24 saat içinde gerekli tedbirleri almakla yükümlü olacağı da düzenlenmektedir. Yaptırımın uygulanmasının BTK’nın uygun görüşüne tabi tutulması belirsizlik yaratan bir başka durumdur.
9- Teşvik Programları
Dijital telif haklarına uyum sağlayan, OİTS geliştiren ve eser sahipleriyle adil gelir paylaşımı modelleri uygulayan aracı hizmet sağlayıcılar bakımından, BTK ve Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu destekli teşvik programları uygulanacağı belirtilmiştir. Teşviklerin finansal destek, kamu kurumları ile işbirliği, teknoloji paylaşımı ve teknik eğitim gibi mekanizmaları kapsayacağı belirtilmektedir.