Geri Dön

AYM’den Pilot Karar: Munzam Zarar Düzenlemesi Enflasyon Karşısında Yetersiz

AYM’den Pilot Karar: Munzam Zarar Düzenlemesi Enflasyon Karşısında Yetersiz

Son yıllarda mahkemelerin önüne sıklıkla gelen ve zaman zaman çelişkili kararlarla sonuçlanan munzam zarar taleplerine ilişkin olarak, Anayasa Mahkemesi 29.09.2025 tarihinde yayınlanan 2024/41763 başvuru numaralı 08.07.2025 tarihli pilot kararıyla (“Karar”); alacakların enflasyon karşısında uğradığı değer kaybını giderecek etkili bir hukuk yolunun mevcut olmadığını belirterek, başvurucunun mülkiyet hakkı ile etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine hükmetti.

 

Karar’a konu bireysel başvuruda, başvurucu, açtığı alacak davasında asıl alacağı kabul edilmiş olmasına rağmen, döviz ve altın fiyatlarındaki artış ve enflasyon nedeniyle alacağın reel değerinde meydana gelen kaybın tazmin edilmediğini ileri sürmüştür. Yapılan yargılama sonucunda Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, aşkın zararın, genel ekonomik olumsuzlukların (ülkede cari enflasyon oranı, yüksek ve değişken döviz kurları, mevduat faizleri, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma) dışında somut vakıalarla desteklenmesi gerektiğini, ancak somut olayda bu ispatın gerçekleşmediğini belirterek munzam zarar talebini reddeden ilk derece mahkemesi ve istinaf kararlarını onamıştır. Bu kararın akabinde, başvurucu mülkiyet hakkının ve etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştur.

 

Bu başvuruya istinaden yapmış olduğu inceleme sonrasında, Anayasa Mahkemesi, Karar’ında, kanun koyucunun geç ödenen alacakların enflasyon etkisiyle uğradığı değer kaybının telafisi ve tazmini için 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da (“3095 sayılı Kanun”) ile hukuk yolu oluşturduğunu, ancak  3095 sayılı Kanun’da belirlenen faiz oranlarının enflasyon oranlarının altında kaldığını, bu nedenle başvurucunun da alacağının enflasyon karşısında değer kaybına uğradığını belirtmiştir. Anayasa Mahkemesi, buradan yola çıkarak, 3095 sayılı Kanun’daki düzenlemelerin alacağın enflasyon karşısında uğradığı değer kaybını önlemeye elverişli olmadığını tespit etmiştir.

 

Anayasa Mahkemesi, yapmış olduğu bu değerlendirmelerle birlikte, son derece önemli bir tespitle 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun ve yürürlükteki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun munzam zarara ilişkin düzenlemelerinin, alacakların enflasyon karşısında uğradığı değer kaybının tanzim edilmesini güvence altına almadığını ortaya koymuştur. Anayasa Mahkemesi, sonuç olarak, hukuk sistemimizde alacaklının alacağının reel kaybının tazmin edilmesini sağlayacak etkili bir hukuk yolunun bulunmadığı kanaatine varmıştır. Bu kapsamda, başvurucunun Anayasa’nın 35. maddesi ile korunan mülkiyet hakkı ile Anayasa’nın 40. maddesinde yer alan etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

 

Tüm bu tespitlerle birlikte, Anayasa Mahkemesi, mevcut durumda alacağın enflasyon karşısında değer kaybına uğraması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlali iddiası ile yapılan başvuruların sayısının her geçen gün arttığını ve bu konuda çok sayıda bireysel başvuru yoluna gidildiğini belirterek, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 75. maddesinde düzenlenen pilot karar usulünün uygulanmasına karar vermiştir. Bu karara konu yapısal sorunlara ilişkin benzer başvuruların incelenmesini altı ay süreyle erteleyerek, yapısal sorunun çözümü için kararın Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bildirilmesine karar vermiştir.

 

Anayasa Mahkemesi’nin bu pilot kararı, 3095 sayılı Kanun’da öngörülen faiz oranlarının uygulanması halinde alacak taleplerinde reel kayıpların doğduğunu tespit etmesinin yanı sıra, bu sorunu giderecek kanuni düzenlemelerin ve işler bir hukuk yolunun bulunmadığını ortaya koyması bakımından da önemlidir. Kararın TBMM’ye bildirilmiş olması ile birlikte bundan sonraki süreçte kanun koyucunun alacakların enflasyon karşısında korunmasına yönelik yeni düzenlemeler yapması beklenmektedir. Önümüzdeki dönemde söz konusu kanun boşluğunun giderilip giderilmeyeceği yakından takip edilmesi gereken bir gelişme olarak öne çıkmaktadır.